Kenan Sofuoğlu ve Trajedi

Hayatı roman olurdu; ya da ödüllü bir Türk drama filmi.Kazandığı başarılar kadar yaşadığı acıları da hissettirecek sağlam bir aktörle,paylaşacağımız hikaye hepimizi etkileyebilir.Ancak ne önemi var ki?Bir sporcunun yaşadığı zorluklara şahit olmak,ona destek olmamızı sağlar mı?Ya da onu anlamamıza…Kimbilir.

Tüm dünyanın tanıdığı sporcu o.Türkiye’deki gamsızlığa rağmen.Motosikletle onun yaptıklarını bilmeyen kalmadı,dünya haritası üzerinde.Küçük bir tamirhanede başladı hikayesi.Babasının yanında çıraklık ede ede önce motorları sevdi,sonra mesleğini.Ve elinde tuttuğu anahtarların bir başarı hikayesine dönüşeceğinden habersizdi belki de.Abileri Bahattin ve Sinan ile aynı tamirhanenin tozunu yutmuştu.Ama feleğin bir suyı vardı ki,onu yutup sindirmek her baba yiğidin harcı değildi.İlk olarak abisi Bahattin’i kaybetmişti.Çocukluğunun bir kısmını kaybetmişti.Kendini kaybetmişti.İlk kez aileden birini kaybetmişti.24 yaşındaki Bahattin Sofuoğlu  karşıdan karşıya geçerken araba çarpması sonucu vefat etmişti.’O acı içerde,hiçbir zaman dinmez’ diyordu abisinin yokluğunu anlatırken,Kenan Sofuoğlu.

Acının tecrübesi olur muydu?Maalesef oluyordu işte.Çünkü Bahattin abisinden kısa bir süre sonra diğer abisi Sinan’ı kaybetti Kenan.Üstelik acı bir tesadüfle motosiklet üzerinde...Üstüne de iki evladının kaybına dayanamayan babasının kalp kriziyle sarsıldı usta motosikletçi.Büyük,kocaman bir aileden yalnızca annesi ve Kenan kalmıştı.Sofuoğlu ailesi küçülmüştü.Belki de bu yüzden,acılarına inat hep çok çocuğu olsun istedi Kenan.Yusuflar’ı kaybetmişti Kenan ilinde.Kenan kendini kaybetmişti belki daha bulunmazdı ama Yusuf bulunurdu.Kardeşlerinin yerine evlatlarını koyacaktı.Yaşam enerjilerinden biri bu hayaliydi.

Hayata tutunan,inançlarına sarılan,mesleğiyle dertten sıyrılma uğraşına giren Kenan Sofuoğlu bir yandan yarışlara katılıyor,kupalar topluyor diğer yandan yalnız kalan annesine destek olmaya çalışıyordu.Herşeye rağmen mesleğinde başarı basamaklarını arka arkaya sıralıyor,İstiklal Marşı’nı katıldığı tüm yarışlarda okuyor,dünya aleme dinletiyordu.Kederden beslenip mütevazı ve içine kapanık bir hayata dönüş yapabilir,ailevi duygusallığın da etkisiyle tamirhaneyi yeniden hayata geçirebilirdi Kenan.Ya da pek çok insan böyle hareket ederdi.Ama o .İnadına,tüm zorluklara rağmen yarıştı ve kazandı.O sabrettikçe,o çalıştıkça hayat da ikram eder olmuştu.Babasını kaybettikten kısa bir sonra yarışırken karşılaştığı Julia ile ilişkileri evlilikle sonuçlanmıştı.Evlilik meyvesiz olmaz derler.Julia,bir zafer dönüşü Kenan Sofuoğlu’na hamile olduğu müjdesini verdi.Sağlıklı,sorunsuz bir hamilelikle birlikte Kenan kucağına alacağı çocucuğunun hayaliyle daha sıkı bağlanıyordu hayata.Günlerden bir gün engelleliler için Alanya’da bir programa katılmıştı Sofuoğlu çifti.Sıcak havadandı herhalde minik Hamza,huysuzlanmış ağlamaya başlamıştı.Neden sonra yapılan tetkilerde Sofuoplu çiftinin minik yavruları Hamza’nın  beyin kanaması geçirdiği ortaya çıkmıştı.Yine yeniden mücadele zamanıydı Kenan için.Günlerce gecelerce evladının başında bir umut,bin duayla bekledi.3 aylık yoğun bakım döneminin ardından acı haber gelmişti.Abisini,kardeşini,babasını kaybeden Kenan Sofuoğlu belki hepsinden daha derin bir acıyı yaşıyordu.Evladı,oğlu minik Hamza vefat etmişti.Sabır dedi Kenan takdir edilecek bir metanetle.Odasını aylar öncesinden hazırlayan Sofuoğlu ailesi,Allah sabrını verir diyerek bir kez daha hayata tutunma gayreti içine girdiler.’Evlat kaybetmek çok büyük bir acıymış,onu anladım’ diyordu Kenan sofuoğlu.’Çok zor bir süreç ve bir daha çocuğumuz olana kadar geçmeyecek'

Acılara tutunmak diyor ya şarkı.Tam da öyle yaptı Kenan sofuoğlu.Minik Hamza’yı defnettikten iki gün sonra Malezya’ya yarışamaya gitti.Türk insanın kronik rahatsızlığı baş gösterip,’Oğlun öldü ne yarışı’ eleştirileri yine geldi.Çünkü her hareketinizin hesabını verdiğiniz bir ülkeydi burası.Ama Kenan sofuoğlu’nun umrunda bile değildi. ‘Ülkem bana yatırım yapmış,karşılığını vermeliyim’ düşüncesiyle şampiyon olmaya gitti Kenan.Tek hayali kazandığı kupanın üstüne kaybettiği oğlu Hamza’nın adını yazdırmaktı.Tıpkı kaybettiği abilerinin ismini kasklarına kazıdığı gibi.

Kalabalıktan yalnızlığa düşen ama umutsuzluğa asla yenilmeyen Kenan Sofuoğlu’nun iki büyük hayali var.’Biri şampiyonlukların devam etmesi.Diğerise yeniden kalabalık bir aile olacak kadar çocuk sahibi olmak.'

Başta da dedik ya film gibi,roman gibi bir yaşam.Ama Kenan Sofuoğlu ‘Yaşadığım acılar değil;başarılarımın konu olduğu bir hikaye olmalı’ Bu kadar kayıp,bu kadar acı,ama herşeye rağmen başarı. Dünya şampiyonu motosiklet yarışçısı Kenan Sofuoğlu da spor-yaşam birlikteliğinin en iyi örneklerinden biri değil mi?Ne dersiniz?

*Bilgi Kaynağı;meslektaşım Nebahat Koç’un söyleşisidir

Yorumlar