Abdullah Avcı, kulüp organizasyonlarıyla ilgili önemli bilgiler verirken, Süper Lig'de her takımı çalıştırabileceğini ve he kulübe eşit mesafede olduğunu söyledi.
İşte başarılı teknik adamın Mackolik Radyo'ya verdiği özel röportajdan öne çıkan bölümler...
"SAVUNMA İÇİN ATLETICO'YU ÇOK İZLEDİM, ARDA TURAN İLE FİKİR ALIŞVERİŞİ YAPTIM"
"İlk geldiğimde savunma ağırlıklı oynamak zorundaydık. Temeli savunmadan atmazsanız, başarıyı sağlayamazsınız. Ama savunma futbolunu da devamlı oynayamazsınız. Bu oyun zaman içinde oyuncuyu da sıkar, beni de sıkabilirdi. Oradan biz geçiş oyununa geçtik. Onun arkasında şimdi oynadığımız oyun, set oyunu?"
"Aslında bugün futbol, bunun her ikisini de doğru oynayabilmektir. Hem savunmada, hem hücumda. Hem karşılarken, hem geçişte veya rakip sahaya yerleştiğinde. Topu havada olduğu, topun dışarıda olduğu bölüm vardır. Buralarda alacağın pozisyonlar vardır. Birçok detayları çalışarak ancak yerleştirebilirsin. Benim takımımın geldiği noktada, Napoli benim için doğru örneklerdendir. Savunma için Atletico Madrid'i çok izledim. Arda o zaman oradaydı, onunla fikir alışverişi yaptım"
"DİZİLİMLER ÖNEMLİ DEĞİL, 6-7 OPSİYONLA SAHAYA ÇIKIYORUZ"
"Bence sayılar önemli değil. 4-2-3-1, 4-4-2? Bunların hepsi 7-8 veya 10 metrelik mesafelerdir baktığınızda. Bende bölgeler hiç karışmaz. Herkes kendi bölgesinde? Çok karıştığı zaman benim de kafam karışır. Onun için saha bölünmüştür, herkesin kendi bölgeleri vardır karşılarken veya hücum ederken."
"İki tane analizcim var. Rakibin planına göre her haftaki opsiyonlarımız değişiyor. Bu hafta çok merkezden oynadık, önümüzdeki hafta da merkezden oynayacağız gibi durumlarla sistem içindeki esnekliğe geçiyoruz. Merkezde onlar da çok sertse, agresifse, kapanıyorsa bunu başka bir şekilde kullanabiliyoruz. Bazen 6-7 opsiyonla maçlara çıkıyoruz onları pratikte çalışarak. Bir ders gibi artık futbol. Topu ortaya atıp, hadi gelin oynayın diyeceğiniz bir oyundan çıkmıştır futbol."
"BAZI RAKİPLERİN OYNADIĞI OYUN BANA SIKICI VE YORUCU GELİYOR"
"İsim vermeden söyleyeyim, bazı rakiplerin oynadığı oyun -saygı gösteriyorum ama- bana çok sıkıcı ve yorucu geliyor. Ama bakıyorsun, kağıt üzerinde başarılı olmuş ulaşılabilir hedefine göre. Bu oyun sonuç oyunu."
"Bana bu imkanı sağlayan ise, bu kulüp organizasyonu. Ben bugün maçı kaybettiğim zaman ekibimle niye kaybettiğimizi, nasıl kaybettiğimizi, daha iyisini nasıl yapacağımızı düşünüyorum. Bu organizasyonu, bu imkanı çoğu yerde hiçbir teknik adam bulamıyor. Ben Pazar günü, Pazartesi günü buraya geldiğimde tekrar oyunu geliştirme ve oyunu ayağa kaldırmanın planını yaparken, diğer meslektaşlarım veya kulüp yöneticileri kaygılarla yaşıyorlar."
"FABRİKAYI YÖNETEN İNSAN GELİP BENİ YÖNETEMEZ!"
"Bu iş bir şirket gibi. Burası da şirket zaten. Medya iletişimcim burada, odadan çıktığın zaman yardımcı hocalar, idari direktör, idari menajer, iki analizci, iki performans hocası, üç izleme komitesi, sağlık ekibi var 8 kişi? Şimdi bu şirketin içindeki departmanların başındaki insanların profesyonel insanlar olması gerekiyor."
"Beni, fabrikayı yöneten insan gelip yönetemez. Yönetmemesi gerekiyor. Ben onun toplantısına giremediğim gibi, o da bu detaylı ve büyüyen bu işe karışamaz. Bu oyunu bu kadar basite indirgeyemeyiz."
TÜRK TEKNİK ADAMLAR NEDEN AVRUPA'DA ÇALIŞAMIYOR?
"Bunun iki yolu var. Ya çalıştığın takımla uluslararası seviyede başarılı olacaksın, ya da ulusal takımla uluslararası seviyede başarılı olacaksın. Bugün Avrupalı artık senin aldığın sonuca bakmıyor. Senin vizyonuna, liderliğine, sahada oynattığın oyuna bakıyor."
"Bayern Münih dört sene evvel, Heynckes ile bütün kupaları aldı mı? Bayern Münih yönetimi ne dedi? Ben başka bir vizyon koymak istiyorum dedi, Pep Guardiola'yı getirdi. Oradaki bakış açısına bak? Bizdeki bakış açısı da şu: Oyundan kimsenin haberi yok, vizyondan kimsenin haberi yok. Sonucu aldın mı hafta sonu, yoksa alamadın mı? Sene sonunda sıralamada neredesin? Şimdi bu vizyonsuzlukta bir teknik direktörün uluslararası seviyede vizyon koyması çok kolay bir şey değil."
"EMRE BELÖZOĞLU DÜNYANIN EN DUYGUSAL ÇOCUĞU
"Emre Belözoğlu, yanlış hatırlamıyorsam Fenerbahçe'nin son şampiyon olduğu sezon 15-20 maç arası oynamıştı. Biz geçen sene 50 resmi müsabaka oynadık, Emre bunun 35'inde oynadı. İnanılmaz bir rakam bu."
"Emre duyguları son derece hassas yaşayan bir çocuk. Acayip derecede duygusal. Buradaki sevgi ortamı, saygı ortamı ve kulübün içinde benim kurduğum düzen? Emre çok özel bir oyuncu, özel bir insan. Emre'yi hangi organizasyona çağırırsan gider, yardımcı olmaya çalışır."
"Dünyanın en duygusal çocuğu, dünyanın en iyi çocuğu, en zeki çocuğu? Ama bazen duyguları aklının önüne geçiyor saha içindeki durumlardan dolayı. Ama tanıdığınız zaman öyle birisi değil. Bize çok özel katkıları var."
"FENERBAHÇE'Yİ DE ÇALIŞTIRIRIM, HERKESİ ÇALIŞTIRIRIM!"
"Sürekli Galatasaray ile adım anlıyor. Bunun sebebi orada antrenörlük yapmış olmam. Ama sadece Galatasaray'ı çalıştırabileceğim yönündeki algı yanlış. Her takıma bizim mesafemiz aynı düzeydedir. Fenerbahçe'yi de çalıştırırım, Beşiktaş'ı da çalıştırırım, Trabzon'u da çalıştırırım, Bursa'yı da çalıştırırım. Her yeri çalıştırırım!"
Yorumlar
Yorum Gönder